Gece Korkuları
Çocuk için uykuya geçiş, bildiği güvenli ortamdan, kişilerden uzaklaşmak, tamamen bilmediği, belirsiz olan, tek başına olacağı bir duruma geçmek demektir. Bu nedenle, günlük yaşamdaki sıradan korkular geceleri çocuklar tarafından abartılı olarak değerlendirilir. Çocukluk çağındaki gelişimsel olarak izlenen gece korkuları sıklıkla uykuya dalmakta zorlanma, karanlıktan korkma, kabuslar olarak sıralanabilir. Duyulan tıkırtı vb. sesler, izlenilen çizfilm/ filmlerdeki canavarlar, karanlık, hırsız ve hayalet korkuları en sık ifade edilen gece korkularıdır.
Çocuklar Niçin Korkarlar ?
Çocukluk çağı (2-6 yaş arası) korkuları zihinsel ve duygusal gelişimin doğal sonucu olarak ortaya çıkar. Zihinsel algısı somut olan çocuk hayal ettiği, açıklayamadığı, tanımlayamadığı ses ve durumlardan korku duyar. Bunun yanısıra, çocuk günlük yaşamında korktuğu, endişelendiği ve çözümleyemediği durumlara tepki olarak da gece korkuları yaşar.
Kabuslar, kötü rüyalar 3 ve 6 yaşlar arasında sıklıkla görülür. 2 yaşlarında kovalanmak , ısırılmak ile ilgili riyalar, 3-4 yaşlarında hayvanlarla, kötü insanlarla ve canavarlarla ilgili rüyalar, 5-6 yaşlarında ölmek, öldürmek, uçmak, araba kazaları, kaybolma, evini bulamama, anne ya da babasının bırakıp gitmesi ve hayalet rüyaları ön plandadır.
5 yaş öncesi çocuklar rüya ile gerçeği ayırt edemeyeceği için gece korkuları (karanlık, çevresel sesler, kötü rüya) çocuk için gerçektir ve bu nedenle de oldukça korkutucudur. Bir diğer ifadeyle, çocuk rüyasında gördüğü ya da zihninde canlandırdığı imajı/hayali, olayı gerçek olarak algılar. Örneğin, rüyasında yatağının yanında bir kopek var ise, “bak burada kopek yok” demenizin, göstermenizin 2-4 yaşında bir çocuk için anlamı yoktur. Çünkü kendisi biraz once yatağının yanında bir kopek görmüştür, o zaman orada kopek vardı.
Çocuğunuzun korkularıyla başetmesine nasıl yardım edebilirsiniz?
• Çocuğunuzun korkusu ile ilgili endişenizi, huzursuzluğunuzu onunla paylaşmayın ve ona yansıtmayın.
• Korkan çocuğunuza abartılı ilgi gösterilmemelisiniz. Sürekli korkup korkmadığını sormak, bu konu ile ilgili uzun açıklamalar yapmak, korkuları nedeniyle farklı olanaklar sunmak, birlikte yatmaya başlamak vb. yaklaşımlar çocuğun korkularının pekişmesini sağlar .
• Çocuğunuza “korkacak bir şey yok” gibi bir yaklaşımda da bulunulmamalısınız. Bu şekilde bir yaklaşım, çocuğun çaresizlik ve kaygı yaşamasına sebep olur.
• Odasının kapısının açık kalması, ışığın söndürülmemesi/ gece lambası kullanımı, odasının yakınlarında aile bireylerinden birisinin olması, çocuğunuz için korkuyu daha az rahatsız edici kılar.
• Çocuğunuzun uykuya geçişini sağlayacak ritüeller bu durumla başa çıkmak için yardımcı olur. Örneğin, önce sütünü içer, dişlerini fırçalar, sonar gece lambası açılır, sonra masalı okunur, yanında oturulur…vb.
Ne zaman uzmana başvurulmalıdır?
• Yukarıda önerilen yaklaşımları uyguladığınız halde gece korkuları aynı yoğunlukta ve sıklıkta devam ediyor ise,
• Kabuslar sıklıkla devam ediyor, çocuğunuzun sağlıklı bir uyku almasını engelliyor, günlük yaşam aktivitelerini, uyumunu, ilişkilerini etkliyorsa,
• Çocuğunuz uyku halindeyken korkma, çığlık atma, konuşma çırpınma, uyanamama ve sizlerin varlığıyla rahatlayamama vb. tepkilerin olduğu “uyku terörü” yaşıyorsa uzmana başvurmalısınız.